Yalan Dünyasının Yalancıları / Hasan Akarsu

Sevgi Özel, Ankara-Polatlı-Beyceğiz köyü doğumlu olup DTCF’nin Türk Dili Bölümünü bitirir ve 10 Kasım 1971’de Türk Dil Kurumu’na girer. 12 yıl çalıştığı bu kurumdan 12 Eylülcüler 1983’te Atatürk’ün kalıtını çiğneyip TDK’yi kapatınca ayrılır. Yayınevlerinde yayın yönetmeni olarak çalışır. Birçok yapıtı olan yazar, dil üzerine yapıtlarıyla tanınır. “Yalan Dünyasının Yalancıları” altı bölümden oluşur ve Özel’in TDK’deki, yayın dünyasındaki anılarını kapsar. Özel, 1960’tan günümüze değin Türkçe konusundaki tartışmaları belgeleriyle yansıtırken bu yapıtına dil penceresinden baktığını belirtir.

Türkçeye gerici, karşıdevrimci saldırıların Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze değin sürdüğü bir gerçektir. Yazar, özgürlük altındaki adaleti ve yalan üretenlerin dünyasını, “anı öyküsünün kahramanlarıyla” anlatır. 27 Mayıs 1960 Devrimi’ni ve 1950’lerde başlayan gerici tırmanışı anımsatır. Köylerden kentlere göçün, geçim zorluğundan olduğunu belirtirken Köy Enstitülerinin, yatılı okulların kapatılmasını kınar. Çocukluğunun geçtiği köyünden ve Ankara’dan kesitler verir. Demokrat Parti’nin aydınlara yaptığı baskıların, din sömürüsünün tanığıdır. Üniversite yıllarındaki gençlik eylemlerini, 12 Mart 1971 darbesini ve olumsuz etkilerini bire bir yaşar. İçindeki sevgi hiç susmadığı için işkenceleri, 1402’likleri, kitapçıları, o dönemin öne çıkan yazarlarını tanıtır. Sanattaki dönüşüme de tanıktır. 1971’de girdiği Türk Dil Kurumu’nu ve çalışma ortamını, dilbilimcileriyle birlikte tanıtır. Meral Tolluoğlu, Cahit Külebi, Agop Dilâçar, İbrahim Kutluk, Ömer Asım Aksoy, Şerafettin Turan, Beşir Göğüş, Emin Özdemir, Adnan Binyazar, Cevat Geray, Mustafa Ekmekçi, Tahsin Saraç, Tahir Nejat Gencan, Salah Birsel, M. Şerif Onaran, Gülten Akın, Aziz Nesin, Attila İlhan vb. bu ortamda tanıdığı, birlikte çalıştığı sanatçılardır.

Türkçenin hüzünlü öyküsü

12 Eylül paşaları Atatürk’ün kalıtını çiğneyip resmi TDK’yi kurar ve daha sonra adı Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu olur. Bundan sonraki gelişmeleri Özel, belgeleriyle yansıtır. 1985’te 205 sözcüğün yasaklandığını, “Yaşayan Türkçecilerin” dil düşmanlıklarını, YÖK’ün dilimize verdiği zararları belirtir. 1987’de Dil Derneği’nin kuruluş öyküsünü, o yıllarda aydınların ve TDK üyelerinin öldürüldüğünü anımsatır. Gericilerin türban savaşımları, Türk-İslam Sentezinin yaygınlaşması, köy okullarının kapatılması o döneme rastlar ve bugünlere ulaşır. Sevgi Özel, Türkçemize “Öyküsü hüzünlü dil” benzetmesini yapar ki Osmanlıcadan Öz Türkçeye kavuşma süreci gerçekten dilimizin hüzünlü öyküsüdür. Cumhuriyet’le birlikte dilimizin özleşmesi için Atatürk’ün attığı büyük adımları anmamak olmaz. Atatürk, Arapçayı savunanlara direnerek özleşmenin yolunu açar. Ne yazık ki 12 Eylül 1980’den sonra karşıdevrimciler atağa geçerek özleşmenin önünü kesmeye çalışırlar ancak başarılı olamazlar. Yazar, bize onları da tek tek anımsatır: Hasan Eren, Zeynep Korkmaz, Faruk Timurtaş, Ahmet Kabaklı, Nazlı Ilıcak, Nihad Sami Banarlı vb.

Sevgi Özel, TDK kapatılınca 30 Eylül 1983’te oradan ayrılır ve yayınevlerinde yöneticilik yapar. Bilgi Yayınevi, Ümit Yayıncılık çalıştığı yerlerdir. Burada yaşadıklarını da ayrıntılarıyla anlatırken medyatik olma yarışlarına tanık olur. Kitap ve yazar dünyasındaki çok satanlar yarışını izler. Sanattaki şişkinlikleri eleştirirken gerçek sanatçıların aklın ve bilimin ışığında yürüdüklerini belirtir. Yayın dünyasının yalan ürettiğine tanıklık eder. Çağdaş Türk Dili dergisinin 01 Mart 1988’e değin süren kuruluş aşamasını anlatır. Dönek yazarları, yayın dünyasının güldüren ve üzen olaylarını, sevdiği yazarları tanıtır.  Dilimizdeki bozulmalara, küfürlü dilin yaygınlaşmasına örnekler verir. Ağzı bozuk siyasetçileri eleştirir. Dilimizi güzel kullananları över: Ahmet Necdet Sezer, Bülent Ecevit, Kemal Kılıçdaroğlu vb. İkidilliliğin varsıllık olduğunu savunurken Kürtçenin de Kürtlerin anadili olduğunu, Almanya’da yaşayan Türklerin de iki dilli olduğunu belirtir.

Sevgi Özel, bu yapıtını Türkçe sevgisiyle yazdığını, Türkçeyle felsefe ve sanat yapılabileceğini kanıtlar. Türkçe düşmanlarının Atatürk’le ve Cumhuriyet’le hesaplaşmalarını kayıt altına alırken devrimcilerin de Atatürk düşüncesine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıktığını belirtir.

http://www.59.com.tr/koseyazisi-yalan-dunyasinin-yalancilari