Çağdaş İtalyan edebiyatının, yaşamı ve yapıtlarıyla nevi şahsına münhasır ustalarından biri Umberto Saba. Özellikle çağdaş İtalyan şiirindeki yeriyle öne çıksa da, nesirleriyle dilin en güzel örneklerine imza atmış, birkaç cümleden oluşan kısacık paragraflarda yazındaki maharetini ortaya koymuş bir yazar.
Kestirmeler ve Kısa Hikâyeler, Saba’nın “yazın dünyası”nın geniş coğrafyasını tüm şifreleriyle ortaya koyuyor. Çağının tanığı bir yazar olarak faşizme, Mussolini’ye, Hitler’e, toplama kamplarına da değiniyor, Leopardi, Manzini, Dante, Ungaretti gibi İtalyan edebiyatının adlarına da yer veriyor. Gündelik hayattan sahneler de aktarıyor, kendi serüveninden çıkarımlarda da bulunuyor. Kısa hikâyeler de yazıyor. Ama en çok okuruyla “konuşuyor”. Üzerine kitaplar yazılacak edebiyat tartışmalarını “bir paragrafta” sonlandırıyor. Nietzsche’den başlattığı “kestirmelerin soykütüğünü” Freud ile tamamlıyor.
Piccone Stella’nın dediği gibi: “Hızlı ve dolambaçsız yollarla, beklenmeyen ve genellikle de şaşırtıcı sonuçlara vardığı için, onun KESTİRMELER olarak adlandırdığı bu tür, neredeyse yeni bir türdür.”
İtalyan şair Umberto Saba 9 Mart 1883 tarihinde Trieste’de doğdu, 25 Ağustos 1957 tarihinde Gorizia’da öldü. Asıl adı Umberto Poli idi, ‘Saba’ İbrani dilinde ‘ekmek’ anlamına gelmektedir. Annesi Felicita Rachele Coen Yahudi’ydi, babası Ugo Edoardo Poli’ydi; babasının evi terk etmesi ve düzensiz aile yaşamı Saba’yı derinden etkiledi. Pisa Üniversitesi’nde arkeoloji öğrenimini mental sağlık sorunları nedeniyle yarıda bırakarak bir süre bir gemide tayfalık yaptı. 1907-1908 yıllarında Salenro’da askerliğe alındı, 1909’da Carolina Wölfler ile evlendi, ertesi yıl Linuccia isminde bir kızı oldu.
1911’de Floransa’ya 1912’de Bologna’ya gitti; buralarda çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. 1915-1918 yılları arasında cephe dışında görevle askerlik yaptı.1919’da Trieste’de eski kitaplar satan bir kitapçı dükkânı açtı ve yaşamının sonuna değin de bu işi sürdürdü. 1941’de Mussolini’nin ırk yasaları yüzünden Paris’e kaçtı. Sonra yeniden İtalya’ya döndü, başta Giuseppe Ungaretti olmak üzere anti-faşist aydınlar tarafından korundu; Floransa, Roma, Milano’da saklanarak yaşadı. II. Dünya Savaşı bitince Trieste’ye döndü. 1946’da Viareggio Edebiyat Ödülü’nü kazandı. 1950’de mental sağlık sorunları yeniden ortaya çıktı, uzun süre kliniklerde sağaltım gördü. 1953’te Lincean Akademi Ödülü’ne değer görülmüştür. Roma Üniversitesi Umberto Saba’ya iki kez onursal derece vermiştir.
Umberto Saba, çağdaş İtalyan şiirine eşsiz bir Trieste arka planında günlük ve sıradan yaşantıyı çift anlamlı saydamlıkla evrensel insani boyutuyla taşımıştır.
https://www.literaedebiyat.com/post/kestirmeler-ve-kisa-hikayeler-umberto-saba