1906’da Dublin’in bir banliyösünde doğdu. 1927’de aynı kentteki Trinity College’da Roman Dilleri bölümünden mezun oldu. 1928’de Paris’te Ecole Normale Supérieure’de İngilizce okutmanı olarak çalışmaya başladı. Bu sırada yarı sürgün İrlandalı yazar James Joyce ile tanıştı. 1930’da İrlanda’ya dönerek Trinity College’da Fransızca okutmanı oldu, ama çok geçmeden görevinden ayrılarak Avrupa çapında dur duraksız bir yolculuğa çıktı. 1937’de Paris’e yerleşmeye karar verdi. 2. Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından işgal edildikten sonra bile Paris’i terk etmedi ve direnişe katıldı. Ama Gestapo’ya yakalanma korkusuyla Fransa’nın güneyine kaçarak hayatını çiftçilikle idame etti. Savaş sona erdikten sonra Paris’e döndü. 1946-1949 yıllarında ünlü üçlemesi Molloy, Malone Ölüyor ve Adlandırılamayan ile Godot’yu Beklerken adlı unutulmaz tiyatro oyununu yazdı. Savaş öncesi ve sonrası yazdıklarından pek azı gün yüzüne çıktı, ta ki 1951’de, o da birçok reddin ardından Molloy yayımlanana kadar. Godot 1953’te Théâtre Babylone’da sahnelendikten sonra ünü giderek tırmandı. 1969 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Ömrünün geri kalanını hayat arkadaşı Suzanne Dumesnil’le birlikte Paris’te geçirdi ve 1989’da öldü.
Turkish