Önyazı
İlk kez 1356 dolaylarında yayımlandığında kısa sürede popüler olan Sir John Mandeville’in Seyahatleri, birkaç yüzyıl boyunca Doğu’nun standart anlatısı haline geldi ve başta Leonardo da Vinci, Jonathan Swift ve Coleridge olmak üzere çeşitli isimleri etkileyen bir çalışma oldu. Görünüşte bir İngiliz şövalyesi tarafından yazılan seyahatname, onun Kutsal Topraklar, Mısır, Hindistan ve Çin’deki deneyimlerini aktarır (gibi görünür, zira bir kısmı bariz biçimde hayal ürünüdür). Ayrıca Mandeville, Büyük Han’ın ordusunda görev yaptığını ve dünyanın bir ucundaki köpek kafalı insanların, yamyamların, Amazonların ve pigmelerin yaşadığı “öteki topraklar”a da seyahat ettiğini iddia eder. Bir noktadan sonra gerçek, rivayet ve hayal ürününün birbirine girdiği, ancak 14. yüzyıl Avrupa’sının “bilmediği dünyayı” algılama biçimine dair harika bir bakış açısı sunan sıradışı bir metin Sir John Mandeville’in Seyahatleri. Alev K. Bulut’un, İngiliz şövalyesinin zarif üslubunu eksiksiz aktaran ustalıklı çevirisiyle Türkçede.
“Ben, John Mandeville kulunuz, İngiltere’de, St. Albans’ta doğdum. 1322’de yola çıktım, çok topraklar ve denizler aştım, pek çok ülke, ada ve krallık gördüm. Türkiye, Küçük ve Büyük Ermenistan, Tataristan, İran, Suriye, Arabistan, Yukarı ve Aşağı Mısır, Libya, Keldani ülkesi, Habeşistan’ın büyük bölümü, Amazon ülkesi, Aşağı ve Yukarı Hint ülkesinin büyük bölümü ve Hint adalarında yaşayanların yaşayışlarını ve törelerini gördüm. Size bu ülkeleri ve adaları anlatacağım, başımdan geçenleri ve oralarda yaşayanların geleneklerini hatırladığım kadarıyla aktaracağım.”