Önyazı
Küçük bir taşra kentinde bir cinayet ve altüst olan yaşamlar… Büyük hayalleri olan güzel şarkıcı Zoe Kruller, öldürülmüş olarak bulunur. Cinayetin iki şüphelisi olduğu açıklanır: Terk ettiği kocasıyla evli ve çocuklu sevgilisi.
Sevgilisinin kızı Krista, etrafındaki herkesin yaptığı gibi, sadakatsiz babasını reddetmek yerine, çocukluğunun masumiyetiyle babasına, ölen kadına ve oğluna dair önüne geçemediği bir ilgi ve hayranlık beslemeye başlar. Annesinin cesedini bulan, babasının cinayet zanlısı olduğunu öğrenen Aaron ise, aile trajedisini sırtlandıkça sertleşir.
Şüphe ve öfke, çaresizlik ve sorumluluk, özlem ve büyüme sancıları durmadan yer değiştirerek Krista ve Aaron’u taşranın acımasız ortamında erkenden olgunlaştıracaktır. Ailelerinin günahlarından etkilenen çocukların marazi ilişkisi zamanla cinselliğin ağır bastığı bir takıntı haline gelecektir.
Amerikan taşrasının kasvetini ve sıradan insanların yaşamlarını ustaca aktaran Joyce Carol Oates’tan, güvenin ve inancın puslandığı koşullarda ayakta durmaya çalışanlar hakkında, tutku dolu bir melodram.