Önyazı
Tommaso Campanella’nın Güneş Ülkesi, dünya literatürünün en ünlü “felsefi ütopya” metinlerinden. Avrupa’nın düşünsel, dinsel, sosyal anlamda iyiden iyiye kıpırdanmaya başladığı 16. yüzyıl sonunda “sürgün cezası” ile bütün İtalya’yı gezen ve yaşadığı toplumu daha yakından tanıyan Campanella, daha sonra sapkınlık ve başkaldırı suçlarıyla ömür boyu hapisle cezalandırılır. Tutukluluk günlerinin hemen başında 1602’de ünlü Güneş Ülkesi’ni kaleme alır. Özel mülkiyet anlayışının bulunmadığı, bambaşka bir devlet yönetimi hayalinin kurulduğu, insanların daima birbiriyle dayanışma içinde olduğu bir toplum yaratır Campanella. Bir barış dünyası hayalidir bu. Asırlardır herkesin hayali olan bir dünya.
“Kimsenin kimseden haksızca bir şey almadığını kimseye bir şey vermediğini görmek çok güzel. Çünkü her şey ortak. Ve memurlar her şeyi gözetiyorlar bu yüzden kimse hak ettiğinden fazlasına sahip olmuyor. Fakat herkes ihtiyacı olan şeylere sahip. Ve öyle iyi dostlukları var ki savaşta, hastalıkta veya bilim konusunda çalışırlarken birbirlerine yardım ediyor, birbirlerine öğretiyorlar.”