Önyazı
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, insan varoluşundaki tezat yönleri hissetmeye başlamış, ancak toplumun katı ahlaki kalıplarının birini yücelttiği, ötekisini iğrenç ve suçlu kıldığı bir dönemde, çift yönlülük üzerine yazılmış, modern bir mit haline gelmiş bir hikâyenin kahramanıdır.
Hayatı konumuna yakışır şekilde, ahlaki açıdan kusursuz yaşamaya çalışan bir doktorun, yaradılışının getirdiği, çevresi tarafından kolay kolay kabul edilmeyecek yanlarını bastırmaktan usandığı bir anda, insanı ikiye –iyiye ve kötüye– ayıracak tıbbi bir yöntem geliştirmesiyle ortaya çıkar Jekyll ile Hyde’ın tuhaf vakası. Umduğunun aksine, gitgide kuvvetlenecek “kötü”nün karşı kefesi salt iyiliğe değil, doktorun sıradan kişiliğine kalacak ve zamanla denge neredeyse tamamen saklı kişiliğin, toplumsal adalet ve kurallar açısından ters davranan Mr. Hyde’ın lehine dönecektir.
19. yüzyılın sonlarına doğru, edebiyatla uğraşanların neredeyse doktorlardan daha fazla farkına vardığı benliğin çetrefil yanlarına dair bu klasik Stevenson metni, defalarca aslına sadık olarak ya da çeşitlemeleriyle filme de aktarılmış, karakterinin çift yönlülüğü ezoterik hallerden eşcinselliğe, cinai hallerden esrikliğe kadar farklı biçimlerde yorumlanmıştır.
“Düşünceme göre, insanın bu iki yanı ayrı ayrı yaşayabilseler, hayatlarının bütün çekilmez tarafları ortadan kaybolup gidecek ve bu ikiliden günahkâr olanı, namuslu ikizinin isteklerinden ve vicdan azabından kurtulmuş halde kendi yolunda ilerleyecekti.”