Açıklama
Gürciyev, “93 Harbi” diye geçen Osmanlı-Rus Savaşı’nın etkisi altında, Kapadokyalı bir saz şairinin oğlu olarak, ailecek göç ettikleri Kars şehrinde büyüyüp yetişir. Tahminen 18 yaşındayken çıktığı yirmi yıllık muammalı bir yolculuğun ardından önce Moskova sonra Tiflis ve İstanbul derken sonunda Avrupa’nın yolunu tutup Paris’i kendine yurt edinir. Zihin, beden ve duygu bütünlüğü ideali ve yeni insan, yeni bir evrensel dil ve sanat şiarıyla geliştirdiği Metodu ve öğrencilerine komünal bir çalışma düzeni, ortak bir yaşam alanı sunan Enstitü ortamıyla, çok geçmeden etkisini okyanus ötesinde de hissettiren bir çekim merkezi haline gelir. Estetik değer, kişisel beğeni ve kültürel formasyon etrafında gelişen alışkanlıkları, kemikleşen önyargıları kırmayı amaçlayan özgürleştirici sanat anlayışıyla, dönemin avangart sanatçıları arasında da yankı bulur. Thomas de Hartmann ile birlikte yürüttüğü deneysel müzik çalışmaları, sanatın üretim ve alım süreçlerini tersyüz ederek icracıyı da izleyiciyi de o konforlu alanından çıkaran, disiplinlerarası olarak nitelendirebileceğimiz uygulamaları, Avrupa’da performans sanatının erken dönem örneklerini anlamamızı sağlayacak önemli ipuçları barındırır.
Hale Birgül Akçakmak, daha düne kadar Türkiye’de akademik camiada bile bir meczup olarak görülen ve dünyada da sıklıkla belli aidiyetler içerisine sıkıştırılan Gürciyev’in, öğretisinin beslendiği ezoterizmi yadsımayan ama onun ötesinde, dışa kapalı değil, aksine kategori dışı taraflarıyla tüm okumalara açık, karşılaştırılabilir bir yönünü ortaya koyuyor: performans sanatı.