Önyazı
Polaroid resimlerden nefret ederim çünkü yalan söylerler. Neredeyse hepsini yırttım ama son Noel’imize ait tek bir fotoğrafı saklıyorum. Aile resimleri gerçek duyguları göstermezler: Bakarsın, ışıltılı bir ağaç, kırmızı bir kazak, samimi ve neşeli bir ortam görür ve yüreğinin özlemle sıkıştığını hissedersin. “Ne kadar mutluyduk,” diye düşünürsün. Oysa şer, evimize daha o zaman girmişti.
Alma ve Maio birbirlerine çok bağlı iki kardeştir. İtalya’da, Ferrara şehrinde dışa kapalı ama mutlu bir çocukluk geçirmişlerdir. Ancak mutlulukları, Maio’nun neden olduğu bir trajedi yüzünden gölgelenir. O güne kadar birbirine sıkı sıkıya bağlı olan aile artık uçurumun eşiğine gelmiştir. İki kardeş zamanla birbirinden koparken Alma yaşanan her şey için kendini suçlar.
Yıllar sonra Alma evlenir ve bir kızı olur, ancak genç kadın kızı Antonia’nın da ailesinin kaderini paylaşacağından korkmaktadır. Bu korku, gerçekleri Antonia’dan saklamasına neden olur. Antonia ise, annesinin anlattıklarından daha fazlası olduğuna emindir. Bu kuşkuyla Ferrara’ya gider ve Sorani ailesinin geçmişini araştırmaya başlar.
Artık Gidebilirsin’in başarılı yazarı Daria Bignardi aile bağlarını neyin güçlü kıldığını gösterirken sevginin bağlayıcı olduğu kadar yıkıcı da olabileceğini hatırlatıyor.