Açıklama
Bir Türk deniz subayının kaderi, Yunanistan/Kıbrıs konusu ve bu konunun yarattığı deniz sorunları ile uğraşmakla şekillenmiştir denirse, doğru bir tespit yapılmış olur. Cem Gürdeniz Amiral, bu kitabın girişinde, doğumundan günümüze kadar kendi yaşamı ile Yunanistan/Kıbrıs sorunları arasındaki kader bağlantısını özlü bir şekilde özetlemiş… Ben de bir deniz subayı olarak, mesleğe başladığım günden veda ettiğim güne kadar kendimi, Cem Gürdeniz’den neredeyse 15 yıl önceden başlayarak benzer sorunlar ile ilgili mücadelenin içinde buldum. Yani, deniz subaylarının ortak paydası, bu iki konu ile ilgili anılarıdır. Genelde meslek bizi bir yerlerde buluşturur. Ancak ben, meslek hayatım boyunca Cem Gürdeniz ile hiç yakın mekân/görevde çalışmadım.
Kendisini, Silivri’deki Balyoz Kumpas Davasında savunmasını yaparken tanıdım. Etkileyici idi, haklılığına inanmıştı, cesurdu. Hepsinden önemlisi, mahkeme heyetinin FETÖ görevlendirmesi olduğunu ilk teşhis edenlerdendi. Bu nedenle yargılanma döneminde, FETÖ’nün mahkeme heyetini ve bu yargılamayı tanımadığını yüksek sesle haykırarak, Türkiye adalet tarihine kendi ismini altın harflerle yazdırdı.
Mustafa Özbey
(E) Amiral