Gazeteci İpek Özbey’in ‘Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütüne’ yönelik çarpıcı bilgileri kaleme aldığı, “Dragos” raflardaki yerini aldı. Oktar örgütünü çökerten Eski İstanbul Mali Şube Müdürü Furkan Sezer’le yapılan nehir söyleşiye de yer verilen kitap, örgüt evinde yaşananlara ışık tutuyor.
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütüne yönelik yürütülen soruşturma devam ederken, Oktar ve grubunun geçmişteki faaliyetlerine yönelik çok çarpıcı ayrıntılar “Dragos” isimli kitapta ifşa oldu. Gazeteci İpek Özbey’in kaleme aldığı ve ‘Kırmızı Kedi’den çıkan kitapta; Adnan Oktar örgütünü çökerten Eski İstanbul Mali Şube Müdürü Furkan Sezer’le yapılan nehir söyleşi, tanık ifadeleri ve Özbey’in, 2018 yılında Hürriyet gazetesi için gerçekleştirdiği Sadettin Tantan röportajı da yer alıyor. Özbey’in kaleme aldığı eserde, operasyonların perde arkasında yaşananlar, Oktar’a yönelik operasyon yapan polis müdürünün başına gelenler, kedicik olarak adlandırılan genç kızların nasıl bu hale getirildiği, Dragos kod adlı malikanede yaşananlar, turnike sistemi, örgütün finans kaynakları, Oktar’ın yurtdışındaki bağlantıları ve cezaevine gelen kadın avukatların sırları gibi birçok çarpıcı bulunuyor.
“10 ÇEŞİT YEMEK”
Kitapta Gazeteci Özbey’ın sorularını yanıtlayan Furkan Sezer ise örgüt elebaşı Adnan Oktar hakkında şu ilginç ve dikkat çeken bilgileri veriyor:
“Adnan Oktar’ın hem Stüdyo’da hem de Dragos’ta yatak odası vardır. Her iki evde de toplamda 10-15 saat uyur. Uyku saatleri karmakarışıktır. Bir ay gündüz yaşarken, diğer ay geceleri ayakta
kalır. Ancak genelde geceleri ayakta olmayı tercih eder. Uyanır uyanmaz, hemen banyosuna geçer. Gününün en az 3 ila 4 saati banyosunda kalır. Ardından yemeğini yemek üzere Dragos’un alt katındaki salona gelir. Salonda her zaman bacı grubundan 10-15 kadın onu bekler. Koltuğunun önüne iki büyük tepside 10 çeşit yemek hazırlanır. Yemeğini eliyle yer. Sulu bile olsa ekmek banarak elini kullanır.”
“SÜREKLİ AŞAĞILAMA”
“Çok ağır bir narsistik kişilik bozukluğu hastası olan Adnan sürekli olarak birilerini aşağılamazsa kendini kötü hisseder. Bu, onun gıdası gibi bir şeydir, 4-5 saat bile hiç yorulmadan birini eleştirip aşağılayabilir, dövebilir. Bu, onun kendini yüceltmesi için sanki bir mecburiyettir. Kişinin bir şey yapması gerekmez. Kurtulmak için ‘hatamı anladım, bir daha yapmayacağım’ deseniz bile bu onu kesmez, pişmanlığın en dibine kadar batmadan kimsenin yakasını bırakmaz. Kızlar tamamen Adnan’ın programına bağlı yaşarlar, bu nedenle hiçbir düzenleri yoktur. Adnan, Stüdyo ve Dragos’ta fazla fazla uyur ancak bu durum, kızlar için geçerli değildir.”
ÖRGÜT MERKEZİ DRAGOS
“Evinde düzenli olarak kalan yaklaşık 15-20 kadın vardır. Bunlar en yakın sır ortakları ve işbirlikçisi olanlardır. Bu ekip dışında 4’er kişilik 2 ayrı vardiyada nöbetçi bacılar olur. Onlar geldiğinde evin güvenliği ve temizliği ile ilgilenirler. Örgütün merkezinin adı Dragos’tur. Kandilli’deki malikâneden bahsediyorum.
“KAPALI YERE GİREMEZ”
“Adnan Oktar ölümden çok korkar. Hayatı boyunca hiç uçağa binmemiştir, denize girmez, korkar. Kapalı yerlerde kalamaz. Kalabalıktan rahatsız olur. İnsanlar üzerine doğru gelince bağırır ve azarlar. Bu korkular nedeniyle uzun yıllar evinden hiç çıkmamıştır. Yeni imaj çalışması yaptığı 2010’lu yıllardan operasyonun gerçekleştiği 2018 yılına kadar AVM gezileri yapmaya başlamıştır. Bu kısa gezilerde en az 10-15 araçlık konvoyla hareket edip, zırhlı jeep’lere biner. AVM’lerde en az 20 müridiyle beraber hareket eder ve müritlerinin çeşitli haksız kazanç yöntemleriyle elde ettiği milyon TL’leri bir seferde harcamaktan çekinmez. Hiçbir şeyin
fiyatını sormadan sınırsızca alışveriş yapar.
TUTSAK ETMİŞ!
Örgütte her kadın birbirinin gardiyanıdır. Hiç kimsenin kendine özel şahsi geliri, parası
yoktur. Tüm ihtiyaçlar toplu örgüt Fon’u denen havuzdan para imamlarının kontrolünde karşılanır. Sıradan bir Afgan kadın bile örgütteki kadınlardan daha özgürdür. Dışarı çıkamazlar, aileleriyle yalnız görüşemezler, AVM’ye, eczaneye, bakkala manava gidemezler. Evlerine tamirci gelirse odaya kapatılır, üstlerine kapı kilitlenir, oy kullanamazlar, hangi evde ve hangi odada kalacağına, örgüt içinde hangi işi yapacağına Adnan Oktar karar verir.”
Her yediği yemek aşırı özenle hazırlanır; örneğin çekirdekli üzüm yiyecekse önce üzümler ikiye kesilir, tek tek çekirdekleri çıkarılır ve öyle servis edilirdi, karpuz gibi meyveler de keza aynı şekilde servis edilirdi. Karpuzunun çekirdekleri ayıklanır, ona sunulur. Antepfıstığı yer, onun kabukları soyulur… Yatağına geçtiğinde en az 5-6 kadın aynı anda ona masaj yapardı.”
https://haberglobal.com.tr/yazarlar/oktar-karanlik-dunyasi-dragosun-sirlari-ifsa-oldu-356535