Bir Gün, Gece / Sanem Güven

Ülkemiz, on ilde yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmaya çalışırken diğer yandan beklenen İstanbul depreminin yarattığı kaygılarla boğuşuyor. Mine G. Kırıkkanat, bundan tam yirmi yıl önce okurla buluşan ve Kırmızı Kedi Yayınlarından çıkan Bir Gün, Gece romanında, İstanbul’da yaşanacak bir depremle birlikte tüm ülkenin ne hâle gelebileceğini anlatmış ve son cümlesinde okuru uyarmış: “Bu romanın sonunu siz yazacaksınız.”

Deprem ülkesinde depremi umursamadan yaşayamayız. Kent planlamasından eğitime her şeyi değiştirmemizama önce farkında olmamız gerek. İşte Bir Gün, Gece bizi bu farkındalığa davet ediyor. Nitekim PEN Türkiye Yazarlar Derneği, biraz da bu farkındalığı sağlamak için Bir Gün Gece’yi 2023 Şubat ayının kitabı seçti.

Mine G. Kırıkkanat, Cumhuriyet gazetesindeki 19.02.2023 tarihli yazısının sonunda şöyle diyor: “Yazıldıktan 20 yıl sonra içerdiği öngöler afet bölgesinde birebir gerçekleşen Bir Gün, Gece romanımı ayın kitabı seçen Pen Türkiye’ye, değerbilirliği için teşekkür ederim.”

Deprem sonrası İstanbul, kıyamet sonrası dünya gibi

Şehirde ne elektrik ne de su var. Bin yıllık Galata Kulesi artık yerinde değil. Yollar, köprüler ve havaalanları ya yıkılmış ya da sular altında kalmış, haberleşme kesilmiş. Kenti fareler basmış, vebanın hortlamasından korkuluyor. Gece olunca katiller, yağmacılar, çeteler kol geziyor. İstanbul’dan çok kısa bir süre sonra Kocaeli’nde de büyük bir deprem olunca kaos her yere hâkim oluyor. Ekonomisi büyük ölçüde Marmara Bölgesi’ndeki üretimlere dayanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeniden ayağa kalkıp kalkamayacağı belirsiz. İşte böyle bir durumda yardıma koşan dünya ülkelerinin asıl niyeti ise Türkiye’nin kaynaklarını aralarında paylaşmak, yaptıkları yatırımları kurtarmak ve verdikleri borçları tahsil etmek.

Tüm bu karmaşa sırasında Avrupa Birliği’nde üst düzey yönetici olan yarı Fransız Sinan, asistanı Nejla (ya da yeni adıyla Daryal), gazeteci Feride Bozkır ve Sinan’ın can dostu Hilmi, Türkiye’nin kaderini biraz olsun iyileştirmek için bir araya geliyorlar.

Kehanet değil, öngörü

Bir Gün, Gece Gölcük Depremi’nden dört yıl sonra yazılmış ve önce Epsilon, sonra Literatür Yayıncılık tarafından basılmış. 2015 yılından itibaren Kırmızı Kedi tarafından yayımlanıyor.

Mine Kırıkkanat, kendisiyle yapılan bir söyleşide, Galata Kulesi’nin yıkıldığını yazarken ağladığını söylüyor. Gölcük depreminde akrabalarını kaybettikten sonra, dünyaca ünlü pek çok sismolog, jeolog ve deprem bilimciden görüş alarak bu romanı tamamlamış. PEN Türkiye tarafından ayın kitabı seçilmesinden sonra kitap yeniden gündeme gelince Cumhuriyet’teki köşe yazısında “Bugün bölgede yaşanan her şeyi, yoz politikacıları, siyasal İslamcıları, çarpık kentleşmeyi, hükümetin aczini, liyakatsizliğin yarattığı kaosu, yağmacıları, kehanet gibi tek tek öngördüm,” diyor; ama bilime kulak veren ve biraz akıl yürütebilen herkesin bu olacakları zaten öngörebileceğini, felaketin bağıra bağıra geldiğini söylüyor. “Cehaletin Bekası” başlıklı bu yazının tamamına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yazar İstanbul depremi ile ilgili uyarmak istemiş

Yazar, deprem sonrası İstanbul’un uçaktan görünümünü, şehirde sağ kalanların verdiği yaşam savaşını ve kaos ortamını anlatırken etkileyici ve şiirsel bir dil kullanmış. Bu kısımlar dışında roman, sınırlı birkaç olay etrafında dönüyor ve dildeki tüm akıcılığa rağmen yazarın olası İstanbul depreminin koca ülkeyi nasıl yok edebileceğine ilişkin herkesi uyarma isteği, edebî kaygıların önüne geçmiş görünüyor.

Bu romandaki karakterlerin bir kısmı Mine G. Kırıkkanat’ın daha önce yazdığı Sinek Sarayı’nda da var. Sırasıyla Sinek SarayıBir Gün, Gece ve Destina, Türkiye’nin bağımsızlığına göz dikmiş işgalci dış güçleri anlatan bir seri olarak okunabilir. Ancak her bir kitap bağımsız olarak da okunabiliyor.

Distopyalar, ütopyalardan önce mi gerçekleşiyor?

Kitabın ilk sayfalarında yazarın bir notu var ve şöyle başlıyor: “Bu romanda adı geçen kişiler, söz edilen olaylar, zaman ve mekan kavramları hayal ürünü olup, tüm benzetmeler kurgusal rastlantıdan ibarettir.” On ilimizde büyük bir yıkım yaratan ve tüm ülkeyi yasa boğan bu deprem bize gösterdi ki distopyalar gerçek olabiliyor. Önlem alınmazsa felaketler göstere göstere geliyor ve yıkıp geçerken arkasında büyük acılar bırakıyor. Dileyelim ki bu romanda anlatılanlar yazarın notundaki gibi hayal ürünü olarak kalsın. Bunun için de önce zihniyeti değiştirmek, önlem almak ve bu ülkeye yakışmayan herşeyi sonlandırıp daha adil ve güzel bir yaşam inşa etmek gerekiyor.

Mine G. Kırıkkanat bir yazar olarak elinden geleni yapmış, konuyla ilgili sayısız makale ve bir roman yazmış. Biz de bir an önce sorumluluk sahibi birer vatandaş olarak elimizden geleni yapmalı, güvenli binalar, yollar ve şehirler  talep etmeliyiz. Israrla…

Peki siz Bir Gün, Gece kitabını okudunuz mu? En çok dikkatinizi çeken neydi? Yorumlarda paylaşır mısınız?

Mine G. Kırıkkanat kimdir?

Mine Gökçe Kırıkkanat 1951 yılında Ankara’da doğdu. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. Türkiye’nin ilk kadın mizah yazarı olarak başladığı yazın yaşamını gazeteci olarak sürdürdü. Gazeteciliğe Cumhuriyet’in İspanya muhabiri olarak başladıardından aynı gazetenin Fransa temsilciliğine getirildi. 1992 yılında Milliyet gazetesine geçti. 1996 yılında Milliyet Fransa muhabirliğiyle birlikte Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2005 – 2010 yılları arasında köşe yazılarına Vatan gazetesinde devam etti. Daha sonra kendi deyimi ile “yuvaya dönen” yazar, 2010 sonbaharından beri yazılarını Cumhuriyet’te sürdürüyor. Fransızca TV5 Monde kanalının yabancı gazeteciler ekibinde yer alan yazarın son romanı Destina, 11 dile çevrildi.

https://www.bookinton.com/kitap/turk-edebiyati/bir-gun-gece-mine-g-kirikkanat/

tr_TRTurkish