Kırmızı Kedi Yayınevi’nin sanat kitapları arasında yerini alan Defterler, Leonardo da Vinci’nin ölümünden günümüze ulaşan uygulamalı resim ve mimarlık derslerini, sanat, felsefe, bilim üzerine notlarını ve çizimlerini barındırıyor. Görsel ve zihinsel bir şölen sunan bu format geçmiş ve şimdiki zamanı birleştiriyor.
Tarihe damgasını vurmuş en büyük dehalardan biri olan Leonardo da Vinci yalnızca ressam değil aynı zamanda mucit, araştırmacı, teorisyen, felsefeci, müzisyen, düşünür ve öğretmen. Öyle bir öğretmen ki evrende varoluşunun üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen yazdıkları ile bizlere yeni bilgiler katıyor ve ufkumuzu genişletiyor. Dünya hakkındaki şaşırtıcı zekâsı ve sınırsız merakı nedeniyle daimi bir hayranlık kaynağı. Hayatı boyunca çok sayıda sanat eseri yaratan dahinin sanatsal, entelektüel arayışlarını detaylandıran bu kitap onun düşünce yapısını anlamamıza yardımcı oluyor. Son Akşam Yemeği’ni planlarken aklından neler geçtiğine dair bazı değerli göstergeler sunuyor. Bu göstergeler bizleri Leonardo’nun zihninin derinliklerine götürüyor.
Da Vinci’nin notları metinlerden çok çizimlerden oluşuyor ve bu çizimleri sözcüklerle açıklıyor. Leonardo duyuların en önemlisi olarak görsel algılamayı kabul ettiğini ispatlıyor. Notlarını tersten yazıyor. Solak olan ustanın amacı kesinlikle okuru şaşırtmak ya da şifreleme yapmak değil. Defterlerine ayna tutan biri yazdıklarını kolayca anlamlandırabilir. Kâğıda döktüğü açıklamalar basit, net ve işlevsel. Düşüncelerini doğrudan aktarıyor. Okur kitabın satırlarına gömüldükçe, kendisini büyük üstat ile Rönesans döneminde birlikte yaşıyor gibi hissediyor.
Leonardo büyük bir ressam, tek başına bu sıfat onun zamanda kalıcı olarak yer almasına yeter. Ancak o resimle sınırlı kalamazdı; insan anatomisinde öncü çalışmalar yaptı, uçan bir makine, bir tank, birçoğu korkutucu derecede fütüristik olan icatlar çizdi. Doğru haritalar yaptı, binalar ve köprüler tasarladı. Hatta gözün işleyişi ve ışığın davranışları hakkında fikirler geliştirdi.
“Sözü gevelemeden söyleyeceğiz ki, bazı kişiler, yalnızca portre veya bir şekil çizmede başarılı olan ressama ‘mükemmel usta’ vasfını bahşederek kendi kendilerini aldatırlar. Bütün bir hayat boyunca araştırılmış bir alanda olabildiğince mükemmelleşmekten ibaret bir başarı, büyük bir başarı değildir,” diyen Leonardo da Vinci çok yönlülüğe olan tutkusunu olabilecek en doğru sözcüklerle dile getirdi. Çünkü müziğe, araştırmaya, felsefeye, anatomiye olan düşkünlüğü onun yaratıcılığını pekiştirerek zihninin kıvrımlarını doyuruyor ve daha başarılı eserler ortaya koymasını sağlıyordu.
Onu bir dahi yapan doğaüstü becerisi, son derece keskin bir görsel bir gözlemci olmasıydı. Gözlemlediği her şeyi kalıcı hafızasına kaydederek bunları bir ayna olarak kullanıyor ve hayallerini çekici bir şekilde somutlaştırıp tasvir ediyordu.
Leonardo da Vinci’nin zihninin derinlerine inmek ve onun kalıcı dehasını keşfetmek isterseniz 120 sayfalık tarihi bir serüven sizi bekliyor.